Pandemi bitti ;ama uzmanlar, çevresel etkilerinin uzun yıllar devam edeceğini belirtiyor. Çünkü bu süreçte dünya genelinde her 10 saniyede yarım milyon maske kullanıldığı tahmin ediliyor. Çoğunlukla polipropilen malzemeden üretilen tek kullanımlık maskeler, denizlerde su yaşamına zarar veren mikroplastiklere dönüşüyor. Bu tür maskelerin tamamen yok olması ise 450 yıl sürebiliyor. Ayrıca bu süreçte 170 milyondan fazla mikrofiber ve partikül açığa çıkıyor.
Abalıoğlu Holding iştiraklerinden Hifyber, daha uzun yıllar boyunca günlük hayatımızın bir parçası olarak kalması muhtemel olan yüz maskelerinin gelecekte daha fazla çevresel tehdit oluşturmaması için alınabilecek önlemleri paylaştı.
Bazen bir sorunu çözmek, bir başka bir sorunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Covid-19’la mücadele sürecinde hayati bir rol oynayan yüz maskeleri de bir süre sonra tüm ülkelerde çevre kirliliğine neden oldu. Çünkü bu süreçte dünya genelinde her 10 saniyede yarım milyon maske kullanıldığı tahmin ediliyor. Üstelik tek kullanımlık koruyucu yüz maskeleri, solunum yoluyla bulaşan hastalıklarda bir kalkan görevi gördüğü için pandemi sonrasında da dünyadaki birçok insanın yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi.
66 bin ton plastik atığa eşdeğer
Daha uzun yıllar boyunca günlük hayatımızın bir parçası olarak kalması muhtemel olan yüz maskelerinin yüzde 75'i okyanusları ve doğayı tehdit ediyor. University College London'dan araştırmacılar, İngiltere'de yaşayan nüfusun bir yıl boyunca her gün sadece tek kullanımlık bir maske kullanması durumunda 66 bin ton plastik atık üretileceğini söylüyor.
170 milyondan fazla mikrofiber ve partikül açığa çıkıyor
Çoğunlukla polipropilen malzemeden üretilen tek kullanımlık maskeler, genellikle denizlerde su yaşamına zarar veren mikroplastiklere dönüşüyor. Bu tür maskelerin tamamen yok olması ise 450 yıl sürebiliyor. Ayrıca bu süreçte 170 milyondan fazla mikrofiber ve partikül açığa çıkıyor.
“İnsanlar, Covid-19’la birlikte yüz maskelerinin önemi konusunda bilinçlendi. Bu farkındalıkla birlikte maskeler, pandemi sonrasında yani bulaş riski olan hastalıklarda da alınacak ilk önlem haline geldi” diyen Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün ve gelecekte oluşabilecek salgın hastalıklarla mücadelede maskelerden kaynaklı bir çevresel tehdit oluşturmamak adına, maske üreticilerinin biyolojik olarak parçalanabilen filtre medyası tercih etmeleri gerekiyor. Çünkü maske üretiminde sürdürülebilir ham maddelerin kullanılması, maskelerin ekosistemimiz üzerindeki zararlı etkisini azaltacaktır.
Maskelerin filtre medyası, doğada çözünebilir olmalı
Hifyber olarak, maskelerin çevresel bir tehdit oluşturmasını önlemek ve gelecek nesillere; yeşil, sağlıklı ve daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacıyla yüz maskeleri için; yenilikçi, güvenilir ve doğada çözünebilir ‘nanofiber filtre medyası’ üretiyoruz.
EN13432 standardına uygun olarak geliştirdiğimiz HF-BIO60 yüz maskesi filtrasyon medyası ürünümüz, doğada çözünebilir olma özelliği ile yüz maskelerine çevreci bir yaklaşım getiriyor. Aynı zamanda eşsiz medya dizaynı ile kolay nefes alabilme imkânı da sunuyor.
HF-SPS55-FM serisi yüz maskesi filtrasyon medyası, çok katmanlı tasarım özelliği ile havadaki en küçük parçacıkları yakalayıp, nötralize ederek, yüz maskelerinde yüksek filtrasyon verimliliği sağlıyor” diyerek sözlerini tamamladı.