Pandemi nedeniyle büyük şehirlerde yaşayanların mevsim itibarıyla yazlık evlere yöneldiğine dikkat çeken İZODER; yazlık binaların ısı ve su yalıtımı uygulamalarıyla hem yaza hem de kışa hazır hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Covid-19 salgınının etkisiyle ülkemizde yazlık bölgelere ilginin arttığını ifade eden İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) Başkanı Levent Gökçe, “Pandemi nedeniyle büyük şehirlerde yaşayanlar mevsim itibarıyla yazlıklarına yönelirken, birçok şehirde de müstakil evlere ilginin arttığını görüyoruz. Salgın döneminde ailece vakit geçirilen güvenli bir yuva olarak görülen yazlık evlere bakışın değiştiği bu dönemde, konut sahipleri, tadilat ve yalıtım planları da yapmaya başladı. Yazlık bölgelerdeki binaların hem yaza hem kışa hazırlıklı olması için konut sahiplerinin tadilat yasaklarının sona erdiği ekim ayı ve sonrasını iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Çünkü özellikle nemli bölgelerde kış boyunca iyi korunamadığı için yıpranan yazlık evlerin, yazın yeniden elden geçirilmesine ihtiyaç duyuluyor” dedi.
Isı yalıtımıyla hem yaz hem kış enerji tasarrufu
Isı yalıtımıyla koruma altına alınan evlerde aynı zamanda kışın ısıtma, yazın da soğutma amacıyla harcanan enerji tüketiminde yüksek oranlarda tasarruf sağlandığını belirten Levent Gökçe, “Isı yalıtımı sadece kış aylarında soğuk havaya karşı değil, yaz aylarında da sıcağa karşı alınabilecek en etkili önemlerin başında geliyor. Yazın klimaların devreye girmesiyle, ısı yalıtımıyla korunamayan konutlarda enerji tüketimi daha da artıyor. Kışın da yalıtımsız evlerde doğalgaz tüketimi yüksek oluyor. Dolayısıyla alacağımız ısı yalıtımı önlemleriyle hem yaz hem kış mevsiminde daha sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürerken, enerji savurganlığının da önüne geçmemiz mümkün” diye konuştu.
Yazlık evlerinizi su yalıtımı ile koruyun
Yapıyı oluşturan ana unsurlar demir ve betonu binanın ömrü boyunca koruyan su yalıtımının hayati önem taşıdığını vurgulayan Levent Gökçe, şöyle konuştu: “Son yıllarda İZODER’e yapılan başvurular arasında yapılarda su yalıtım problemleri konusu da öne çıkıyor. Özellikle sayfiye yerlerinde yılın büyük bir kısmı içerisinde yaşam olmadan kalan yapılarda, yağmur suyu ve toprağın neminden kaynaklı çatılarda ve bina giriş katlarında sorunlar gözleniyor. Bu sorunlara karşı en etkili çözüm su yalıtımı uygulaması yaptırmaktır. 1 Haziran 2018 tarihinde yürülüğe giren yönetmelik dikkate alınarak, gerekli önlemlerin bina inşaatı sırasında alınması sorunu baştan çözecektir. Halihazırda yaşanan sorunlara ilişkin de mutlaka yönetmelikte ve ilgili standartlarda yapılan tanımlara uygun detay çözümleri ile sonuç almak mümkün olacaktır. Ayrıca su yalıtımı yapılmamış, dolayısıyla korozyona uğramış binaların depremden olumsuz etkilenmesiyle ortaya çıkan sonuçlar ise ne yazık ki hem can güvenliği hem de mal güvenliği açısından çok ciddi sonuçlar ortaya koymaktadır.”