Meta Mühendislik Arıtma Genel Müdürü Melek Yıldız; "COVID-19 ve Susuzluk" konulu makalesinde, barajların yeteri kadar dolu olmadığı gözlemiyle, susuzluğa karşı alınacak tedbirlere dikkat çekiyor.
2020 yılının başından beri felaketler insanlığın peşini bırakmıyor. Doğal afetler ve savaşların etkisinden kurtulamamışken şimdi de tüm dünyanın etkisi altında olduğu bir pandemi ile karşı karşıyayız. Kendimizi karantinaya aldığımız, hastalığa karşı tedbirli olmaya çalıştığımız bu günlerde, aldığımız tedbirlerin önemli bir soruna daha sebep olacağını öngörüyoruz: Susuzluk
Su arıtma sistemlerinin tasarım aşamasında kişi başı su tüketimini hesaplarken 1 kişinin günde ortalama 10 kez el yıkayacağını kabul ederiz. Oysa şu an her kişi ortalama 15 dakikada bir 2 dakika süresince el yıkamakta ve yıkama süresi boyunca suyu açık bırakmaktadır. 8 saat uyku süresini çıkarırsak 16 saat içinde 64 adet 15 dakika vardır. Her kişi günde 64-65 kez elini yıkıyor mu elbette bilemeyiz ancak bildiğimiz bir gerçek var ki o da eskiye göre genel temizlik amaçlı kullanılan suların dışında, sadece el yıkamak için bile çok daha fazla su tüketildiği.
Geçtiğimiz kış mevsimi boyunca İstanbul çevresinde kar yağışı gerçekleşmediğinden yer altı sularımız beslenemedi. Hava sıcaklıkları da mevsim normallerinin üzerinden seyrediyor. Yağışlarda artış olmaz ise yaz aylarında kuraklık yaşanması kaçınılmaz olacaktır. İSKİ verilerine göre güncel baraj doluluk oranlarımız %63 seviyesinde. Uzmanlar ise COVID-19 pandemisinin uzun süre daha devam edeceğini söylüyorlar. Susuz nasıl mücadele edeceğiz? Şimdiden önlem almamız gerekir.
Nasıl önlem alabiliriz?
Ellerinizi yıkarken veya dişlerinizi fırçalarken su ihtiyacınız olmayan anlarda musluğu kapatın.
Bulaşıklarınızı bulaşık makinasına dizmeden önce suyla durulamayın. Boş yere rezervuarı kullanmayın. Herkes kendine göre su tasarrufu sağlayacak önlemler alabilir. Yapacağımız küçük tasarruflar kuraklık sorunumuzu öteleyecektir.
Büyük çaplı önlemler ise devlet ve yerel yönetimler tarafından alınmalıdır. Günümüzde geliştirilmiş ileri teknolojiler sayesinde atık suları ve gri suları geri kazanmak mümkündür.
Halihazırda yapılan bu tip uygulamalar yaygınlaşmalı ve zorunlu hale gelmelidir. Gri su geri kazanım sistemleri son 5 yıldır yeni yapılan binalarda kurulmaya başlandı ve lavabolarda kullanılarak kirletilen su çok düşük işletme maliyetleriyle geri kazanılabilmekte.
Gezegenimizdeki suların %96,5’inin tuzlu su olduğunu hatırlayarak, deniz suyundan kullanma suyu elde etme projeleri desteklenmelidir. Sanayi bölgelerinde gerek biyolojik gerekse kimyasal atık suları geri kazanmak zorunlu hale getirilmelidir. Ayrıca park ve bahçelerde kullanılan sulama suyu, atık sulardan geri kazanılan sular ile yapılmalı, yağmur suyu toplama üniteleri kurulmalıdır.
Alınabilecek önlemlerden bazıları bunlar. Her sektör kendine göre tasarruf önlemleri alabilir.
Ancak bu önlemler sadece yeşil bina, sürdürebilirlik vs. sertifikalarını almak, yasal zorunlulukları yerine getirmek için değil, gerçekten su tasarrufu amacıyla alınmalıdır.
Unutmayalım ki su, havadan sonra ikinci yaşamsal kaynağımızdır. Susuz yaşayamayız.
Melek Yıldız / Kimya Mühendisi
META MÜHENDİSLİK ARITMA KİMYA
İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
www.metamuhendislik.com