Hızlı nüfus artışı, bilinçsiz su tüketimi ve küresel ısınma nedeniyle tatlı su kaynakları hızla tükeniyor. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 11’i içilebilir suya ulaşabiliyor.
Ülkeler, gittikçe artan su talebini karşılamak için alternatif su kaynaklarından biri olan yağmur suyunu değerlendiriyor. Çünkü binalarda toplanan yağmur suyunun bahçe sulamasında ve tuvaletlerin sifonlarında kullanılması sayesinde binalarda tüketilen sudan yüzde 30’lara varan oranlarda tasarruf sağlanabiliyor.
Peki yağmur suyunu güvenle depolamak için nelere dikkat etmek gerekiyor? İşte detaylar…
Su, tüm dünyada canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan temel yaşam kaynağıdır. Ancak son yıllarda hızla artan dünya nüfusu ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle su kaynakları hızla tükeniyor. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 11’i içilebilir suya ulaşabiliyor. Türkiye’de su stresi çeken ülkeler arasında yer alıyor. Hatta 2030 yılında 100 milyona ulaşması beklenen nüfusuyla birlikte kişi başına düşen su miktarının 1.100 m³’e düşeceği ve su fakiri bir ülke olacağı öngörülüyor.
“Hızla azalan yer altı su kaynakları nedeniyle su kullanımında daha dikkatli davranmak gerekiyor. Bu kapsamda yağmur suyunu toplamak ve depolamak kritik önem taşıyor” diyen Ekomaxi Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Mulhan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kuraklık sorunu ile mücadele kapsamında hazırladığı yönetmeliğe dikkat çekti:
2 bin metrekareden büyük parsellere inşa edilen yapılarda zorunlu tutuldu
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 23 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek binalarda “yağmur suyu toplama sistemi” yapılması zorunluluğu getirildi. Bu karar ile 2 bin metrekarenin üzerindeki parsellerde inşa edilen yapıların çatılarından akan suların atık su kanalına veya sokağa akması önlenerek, kurulacak depolarda toplanması hedefleniyor.
Arıtmaya gerek duyulmuyor
Toplanan yağmur suyunun; bahçe sulamasında ve tuvaletlerin sifonlarında kullanılması sayesinde binalarda tüketilen sudan yüzde 30’lara varan oranlarda tasarruf sağlanabiliyor. Yağmur suyu toplama sisteminde suyun arıtmaya gerek duyulmaksızın kullanılabiliyor olması da hem ilk yatırım hem de işletme maliyetlerini düşürüyor” dedi.
“Yağmur suyu toplama sistemlerinin güvenlik ve sağlık kriterlerini karşılaması gerekiyor. Çünkü geleneksel depolama sistemi olarak adlandırılan betonarme depolar, aşırı sıcak ve soğuk dış ortam şartlarından ve UV ışınlarından etkilenerek, zaman içerisinde depoda; pas, yosun ve bakteri oluşmasına neden oluyor. Bu durum ise yağmur suyunun kimyasal yapısını bozarak, hem yaşamı tehdit ediyor hem de çevresel bir tehdit oluşturuyor. Betonarme su depolama yönteminin bu olumsuz etkilerini önlemek için yağmur suyu depolama sistemlerinde ‘GRP su deposu’ kullanımı kritik önem taşıyor.
“Yağmur suyunu güvenli bir şekilde muhafaza ediyor”
Depremler ve sarsıntılar nedeniyle zamanla statik taşıyıcılığını kaybeden betonarme depolar, çatlama ve sızdırma problemlerini de beraberinde getiriyor. Bu istenmeyen durumlar suyun; insan sağlığı için tehdit oluşturmasının yanı sıra kayıp kaçak oranlarını da artırıyor.
Ancak “cam elyaf takviyeli kompozit malzeme” ile üretilen GRP su depoları, 50 yıllık kullanım ömürleri boyunca; depolanan yağmur suyunu, sızdırma problemi olmadan ve kalitesini bozmadan, güvenli bir şekilde muhafaza ediyor.
İlk yatırım maliyeti, betonarme depolara göre yüzde 40 daha tasarruflu olan GRP modüler su depoları, hızlı kurulum ve devreye alma avantajıyla da yağmur suyu depolamada önemli avantajlar sunuyor” diyerek sözlerini tamamladı.