Sürekli gelişen ve değişen yaşam koşulları, insanların bu koşullara bağlı olarak konfor artırıcı unsurlar için beklentisini de artırıyor. Ancak milyonlarca insanın bir arada yaşadığı kentlerde en büyük sorun olan ses/gürültü kirliliğinin önlenmesi, beklentinin ötesinde bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü`nün(WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü`nün yapmış olduğu araştırmalara göre, 30-65 dBA arasında gösterilen birinci derece gürültüler, konforsuzluk, rahatsızlık, sıkılma duygusu, kızgınlık, konsantrasyon ve uyku bozuklukları gibi toplumsal sorunlara yol açıyor.
İnşaat sektörü açısından önemli bir adım
GF Hakan Plastik, 31 Mayıs 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan ve bir yıl sonra yürürlüğe girecek olan “Binaların Gürültüye Karşı Korunması ve Ses Yalıtımı Yönetmeliği”nin inşaat sektörü açısından önemli bir adım olduğuna dikkat çekiyor. Tüm yapıların işletimi ve kullanımı esasında insanların maruz kalacağı, iç ve dış kaynaklı gürültülerin kişilerin huzur ve sükûnuna, beden ve ruh sağlığına olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan yönetmelik gereği, projelere uygun şartları karşılamaması durumunda yapı ruhsatı da verilmiyor olacak.
Almanya’da 1970’li yıllarda sesin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle (yüksek tansiyon, baş ağrısı) DIN 4109 normunu oluşturulduğunu belirten yetkililer, insanları rahatsız etmeyecek ses seviyesinin bu normda 35 dB (pis su, sıhhi ve kalorifer tesisatı) olarak belirlendiğini ifade ediyorlar. Bu nedenle özellikle gürültüye çok hassas binalar olarak tanımlanan konut, yataklı hizmet veren sağlık kurumları, çocuk ve yaşlı bakım evleri, yatılı eğitim kurumları, öğrenci yurtları, kültürel tesisler gibi kullanım alanları için ses yalıtımının gerekliliğini vurguluyorlar.
Sesin, beton malzeme içerisinde 3200-3600 m/s hızla yayıldığını belirten yetkililer, bu nedenle gürültünün kaynağında azaltılması gerektiğini; bunun için de doğru malzeme ve uygulamanın gerekli olduğunun altını çiziyorlar: “Temiz su tesisatındaki çap daralmaları, suyun yön değiştirmesi, su hızının yüksek olması, daralan noktalardan geçerken kavitasyon oluşumu, sifonlarda boşaltma, doldurma elemanlarındaki parça ve mekanizmalar ve bunların bağlantılarından boşaltılan sular boru içinde ses oluştururlar. Binalar ne kadar yüksek ve ara hatlara bağlanan su kaynakları ne kadar fazla olursa sesin oranı katlamalı olarak artar. Tesisat açısından sessiz bir bina uygulaması yapılabilmesi için SİLENTA gibi ses yalıtımını üst seviyede sağlayan boru sistemleri tercih edilmelidir. Burada önemli nokta, işinin uzmanı kişilerin doğru malzemeyi doğru detayda kullanıyor olmasıdır. Aksi takdirde beklenen sonuca ulaşılması imkansızlaşır. Kısaca tesisat açısından sessiz bir bina için doğru malzeme ve doğru uygulama gerekmektedir” .