A plus ofis konsepti ile inşa edilen ve 44 katlı, 185.5 metre yüksekliğindeki tek bir kuleden oluşan Rönesans Tower’da, yüksek verim ve enerji tasarruf oranları ile Daikin-McQuay sistemleri tercih edildi.
Kozyatağı-Ataşehir’de, E-5 ile TEM bağlantı yollarının kesiştiği stratejik bir noktada farklı mimarisi ile dikkat çeken Rönesans Tower, hem mimarlık hem de mühendislik literatürüne girecek pek çok ilke sahip bulunuyor. Toplam 44.900 metrekare kiralanabilir ofis alanının yer aldığı Rönesans Tower, her katında 250 metrekare ile 1.400 metrekare arasında değişen esnek ofis seçenekleri sunuyor. Türkiye’nin ilk LEED Platin sertifikalı kulesi olmaya aday Rönenans Tower, betonarme taşıyıcı sistem, "Performansa Dayalı Tasarım" (PBD) yöntemiyle inşa edildi. Bunun yanı sıra deprem güvenliği için Türkiye'de ilk defa uygulanan bir "outrigger" sistemi bulunan kulede, Burkulması Önlenmiş Çaprazlar (BRB) olarak adlandırılan anti-sismik cihaz kullanıldı.
Rönesans İnşaat tarafından yapımı tamamlanan kulenin, tasarımını FXFOWLE Architects, LLP, FEHMIKOBALDESIGN Architects üstlendi. Axis Facades, VDA’nın danışmanlık yaptığı Rönenas Tower’ın mekanik elektrik projesi Okutan Mühendislik, Cosentini Assosiates tarafından dizayn edildi. Kulenin mekanik tesisat işleri ise Birleşim Mühendislik tarafından yapıldı.
DÜŞÜK İŞLETME VE ENERJİ MALİYETİ AVANTAJI
Kısa bir süre sonra yaşamın başlayacağı Rönenans Tower’ın iklimlendirmesinde de binanın taşıdığı özelliklere yakışan cihazlar tercih edildi. Projede kullanılan Daikin-McQuay soğutma grupları, 5 kW ile 9000 kW’a kadar geniş kapasite aralığında çözüm imkanı sunuyor. Yüksek verimli A Enerji sınıfı su soğutmalı serisi olan çevre dostu R134A soğutucu gazlı 2 adet 2825 kW’lık DWSC serisi santrifüj soğutma grubunun kullanıldığı Rönesans Tower’da, ayrıca 1084 kW’lık PFS (EWWD) serisi vidalı soğutma gruplarına yer verildi. EUROVENT ve AHRI sertifikalı olan oransal kontrollü ve bağımsız soğutman devresine sahip Daikin-McQuay soğutma grupları, uzun çalışma periyotlarında sorunsuz çalışma performanslarına sahip olmaları ile tanınıyor. Yüksek tam yük ve sezonsal verimlilik IPLV-NQVL değerlerine sahip olan bu gruplar, sağladığı düşük işletme ve enerji maliyeti avantajı ile yatırımcıların ve kullanıcıların beğenisini topluyor.
Bu cihazlar, özellikle santrifüj kompresörlerin en büyük kabusu olan surge (anlık ters akış) sebebiyle oluşacak hasarlara karşı üstün korumalara ve dizayna sahip oluşları ile tercih ediliyor. Daikin-McQuay grupları, soğutmada verimsizliğe sebep olan ‘hot gas bypass’ sistemi kullanılmadan, hareketli difüzör sistemi ile yüzde 10, hatta çift kompresörlü gruplarda yüzde 5 kapasitede surge yapmadan çalışabiliyor.
YÜKSEK VERİM, UZUN ÖMÜR VE DÜŞÜK SES SEVİYESİ
Daikin-McQuay vidalı gruplarda kullanılan ‘tek vida teknolojisi’ ise, gereğinden fazla rulman kullanmadan, doğal olarak dengelenmiş kompresör yapısı ile sağlanan yüksek verim, uzun ömür ve düşük ses seviyesi sağlıyor. Projede ayrıca 10.000 m3/h ile 50.000 m3/h arası hava debilerinde, Daikin Adapazarı Hendek üretim tesislerinde üretilen klima santralları kullanıldı. Üstün enerji verimliliği, sızdırmaz yapı, stabil karkas-panel gövdesi ile sessiz dizayna sahip fanların kullanıldığı bu santraller, sorption tipi rotorlu ısı geri kazanım üniteleri ile maksimum enerji tasarrufu sunuyor.
Projede özel dizayna sahip, sessiz rulman yataklı, 2,5 kW ile 9,8 kW arasındaki kapasitelerde iki ve dört borulu gizli tavan tipi Daikin-McQuay marka MCW serisi fancoillerin yanı sıra 1,5 kW ile 8 kW arasındaki kapasitelerde iki ve dört borulu kasetli döşeme tipi Daikin marka FWV serisi fancoiller ve 2,6 kW ile 11,9 kW arasındaki kapasitelerde iki ve dört borulu dört yön üflemeli kaset tipi Daikin-McQuay marka MCK serisi fancoil üniteleri kullanıldı. Daikin-McQuay marka MCW serisi fancoil üniteleri, gerek ses seviyesi gerekse dizayn olarak müşterinin beğenisini kazandı.
Cihazın elektrik bağlantısı ise özel bir kutu içinde bulunuyor. Bu sayede elektrik kaçakları önlenebiliyor. Cihazın emişinde ve üflemesinde kanal bağlanabilmesi için kulakçıklar ve bu kulakçıklara delikler bırakılmış durumda. Cihazın emişinde standart olarak mevcut olan filtreler, en ufak modelde dahi iki parçalı olarak imal ediliyor. Filtreler hem aşağıya hem de yanlara doğru çıkarılabilme özelliğine sahip. Böylece özellikle yer darlığından dolayı meydana gelebilecek filtre temizleme zorluğu da tamamen ortadan kalkıyor. {jcomments on}