Küresel ısınma dünyamızı tehdit etmeye devam ediyor. Fosil yakıtların kullanımı nedeniyle oluşan sera gazı emisyonları, küresel ısınmanın en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Bu noktada ısıtma sistemleri belirleyici bir rol oyuyor. Çünkü ısıtma sistemleri, küresel enerji tüketiminin yüzde 50’sinden sera gazı emisyonlarının ise yüzde 40'ından sorumlu tutuluyor. Özellikle de küresel enerji tüketiminden yüzde 40, sera gazı emisyonlarından ise yüzde 20 pay alan endüstriyel tesislerin ısıtma sistemleri, küresel ısınmayı tetikliyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, endüstriyel tesislerde ve işletmelerde ısıtmayı daha sürdürülebilir hale getirmek ve böylece iklim krizinin etkilerini düşürmek için yapılması gerekenleri paylaştı.
Hayatımızın merkezinde yer alan ısıtma sistemleri, doğru seçilmediğinde hem dünyamıza hem de bütçemize zarar verebiliyor. Çünkü Isıtma sistemleri, küresel enerji tüketiminin yüzde 50’sinden sera gazı emisyonlarının ise yüzde 40'ından sorumlu tutuluyor. Endüstriyel tesislerin ısıtması ise küresel enerji tüketiminden yüzde 40, sera gazı emisyonlarından ise yüzde 20 pay alıyor. Endüstriyel tesislerdeki ısıtma sistemlerinin karbondan arındırılması, Paris Anlaşması kapsamında hedeflenen “Net Sıfır”a ulaşılmanın anahtarı olarak görülüyor. Bu kapsamda işletmelerde ve endüstriyel tesislerdeki eski ve verimsiz ısıtma sistemlerinin yenilenmesi hem dünyamızın geleceği hem de işletmelerin karlılığı açısından kritik önem taşıyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, endüstriyel tesislerde ve işletmelerde ısıtmayı daha sürdürülebilir hale getirmek ve böylece iklim krizinin etkilerini düşürmek için yapılması gerekenleri paylaştı:
Isıtma, karbon emisyonlarının yüzde 40'ından sorumlu
“Türkiye dahil dünya genelinde 130’dan fazla ülke Paris Anlaşması’na taraf ve insan kaynaklı faaliyetler sonucu atmosfere salınan sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 50, 2050 yılında ise tamamen sıfırlamak üzere çeşitli önlemler alıyor. Isıtma da alınan önlemler arasında ilk sıralarda yer alıyor, çünkü karbon emisyonlarının yüzde 40'ından sorumlu tutuluyor. Bu nedenle 2050 yılında ‘Net Sıfır’a ulaşmak için öncelikle ısıtmadan kaynaklı karbon emisyonlarını düşürmek gerekiyor.
Geleneksel sistemler olarak adlandırdığımız merkezi sıcak hava üflemeli sistemlerin çalışma prensibi enerji tasarrufu yapmak ve karbon emisyonlarını düşürmek noktasında yetersiz kalıyor. Ayrıca işletmenin kârlılığını da önemli ölçüde düşürüyor. Ancak lokal (bölgesel) ve spot (noktasal) ısıtma özelliğine sahip olan elektrikli ve radyant ısıtıcılar ile yüzde 30 ila 50 oranında tasarruf sağlamak mümkün. Çünkü elektrikli ve radyant ısıtıcılar, geleneksel sistemlerdeki gibi tüm fabrikayı ısıtmıyor, yalnızca çalışma yapılan alandaki cisimleri ve insanları ısıtıyor. Bu çalışma prensibi, minimum enerji tüketimiyle gün boyu tutarlı ve konforlu bir ortam sunuyor. Dolayısıyla işletmelerin ısıtmadan kaynaklı karbon emisyonlarını yüzde 50’lere varan oranlarda düşürüyor.
Bizde Çukurova Isı olarak, yüksek teknolojili; Goldsun CPH seramik plakalı radyant ısıtıcılarımız, Goldsun Vega serisi elektrikli ısıtıcılarımız ile endüstriyel tesislerin; Goldsun Elite seramik plakalı radyant ısıtıcılarımız, Goldsun Supra Plus ve Goldsun Aqua serisi elektrikli ısıtıcılarımızla da cafe ve restoran tarzı işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerini destekliyoruz.”
Kolay kurulum avantajı sunuyor
Osman Ünlü, konuşmasında ayrıca işletmelerdeki geleneksel ısıtma sistemlerinden radyant veya elektrikli ısıtıcılara geçiş süreci hakkında da bilgi verdi: “Renovasyon süreci oldukça kolay ve pratik oluyor. Kurulum bir hafta veya 10 gün gibi kısa bir sürede tamamlanıyor. Sistemin kurulum süreci, işletmenin faaliyetlerini sürdürmesine engel olmuyor. Ayrıca kurulum çalışmaları, işletmenin konfor şartlarını da etkilemiyor.” dedi.