KOBİ'lerin esneklik, çeviklik, piyasa koşullarına ayak uydurabilme ve çözüm üretme özellikleri bakımından büyük işletmelere göre daha avantajlı olduğu aktarılan raporda, Türkiye’nin küresel rekabet koşullarına ayak uydurması ve 2023 hedeflerine ulaşması için yapması gerekenler raporda şu şekilde yer alıyor:

• Türkiye'nin sürdürülebilir büyümeyi sağlaması için ekonomik kalkınma modelinin, gözden geçirilmesi ve rekabet temelli bir kalkınma anlayışının benimsenmesi gereklidir.

• Ar-Ge ve inovasyon sistemimizin merkezinde yetenek ve girişimci olmalıdır. Bütüncül bir paradigma değişimine gidilerek yeni fikir geliştirme yapısının önü açılmalıdır.

• Proaktif bir kamu anlayışına giderek Ar-Ge ve inovasyon konusunda koordinasyon sağlanmalıdır. Kamu, akademi ve sanayi işbirliği ile kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalıdır.

• Sadece araştırmaların desteklendiği bir destek mekanizmasından çok, ticarileşme sürecinin desteklendiği bir ekosistem ile fikirden kazanca giden yol kurgusu yapılmalıdır.  Bu konuda mevzuatın engelleri ortadan kaldırılmalıdır.

• Yenilikçi taklit dâhil teknoloji transferini hızlandıracak tüm enstrümanlar inovasyon sisteminin kaldıracı olarak kullanılmalıdır.

• Ülkemizin yerli yabancı teknoloji geliştiren herkes için cazip hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve altyapısı güçlendirilmelidir.

• Türkiye 'kaybeden ata' oynamaktan vazgeçmeli ve en iyileri desteklemelidir.

• Kamu yönetiminden kamu işletmeciliğine geçilmelidir. Kamu, yol gösterici, kolaylaştırıcı ve destekleyici olmalıdır. İyi yönetişim, esaslı bir yenilenme teşvik edilmelidir.

• Doğru zamanda, doğru teknolojilere odaklanmalı ve kaynakların verimli kullanılması hedeflenmelidir.

• Gelecek için bilim, sanat ve eğitime yatırım yapılmalıdır.

• İnovasyon ve girişimcilik konuları müfredata eklenmelidir.

• Türkiye'nin rekabetçi öncelik alanları ve bu alanlara göre, odaklı-güdümlü, Ar-Ge projelerinin belirlenmesi gerekmektedir.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, ''Türkiye olarak hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, yüksek katma değerli ürün üretmemiz, teknoloji üretmemiz ve satabilmemiz lazım. Bunun için de mutlaka farklılaşmaya gitmemiz gerekiyor. Bunu yapamazsak da başkalarının bizim pazarımızda mal satacağını ve zaman içinde tedavülden kalkacağımızı unutmamamız lazım. Farklılaşabilmek için de, yüksek katma değerli ürün imal edebilmek için de, teknoloji geliştirebilmek için de mutlaka AR-GE yapmayı öğrenmemiz lazım'' dedi.

Vardan, Türkiye adına çok önemli olduğunu inandıkları bir çalışmayı daha mutlulukla kamuoyu ile paylaştıklarını belirterek, geçen 10 yılda Türkiye'nin önemli mesafeler kaydettiğini kaydeden ve büyük hedefleri olan Türkiye için hayırlı olmasını diledi.

Vardan, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolarları aştığı ifade ederek, şunları söyledi:

''Bundan sonrası için hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapmak, kişi başına milli geliri 25 bin dolar olan bir ülke olmak ise bu rakamlara nasıl ulaşacağımızı iyi hesaplamamız lazım. Bunun için de, yüksek katma değerli üretim yapabilmekten, teknoloji üretip satabilmekten, farklı ürünler üretip insanların beğenisine sunmaktan ve bunları yapabilmek için de Ar-Ge'ye önem vermekten başka çaremiz yok. Hükümetin Ar-Ge'ye ve inovasyon faaliyetlerine geçmiş dönemlerle mukayese dahi edilemeyecek ölçüde önemli destek vermeye başladığını mutlulukla görüyoruz. Ancak zaman içinde bunca desteğe rağmen, bunların ürüne dönüşmesinde sıkıntı yaşandığını da tespit ettik. Bu çalışmada da bunların cevabını bulmaya çalıştık. Bu çalışma, kuruluşundaki ilkelerde de olduğu gibi “Yüksek Ahlak, İleri Teknoloji” mottosuyla yola çıkan MÜSİAD'ın ülkemize hediye ettiği en önemli raporlardan biridir. Bunu sadece kendi düşüncelerimizle oturup, masa başında da yazmadık. Konuyla ilgili derin bilgi ve düşünceleri olan insanlardan fikirler aldık. AR-GE ve inovasyon konularında bizatihi sıkıntı yaşayan şahsiyetlerin ve kurumların da tecrübelerini dinledik. Daha ileride detayları da çalışacak ve bugün için bir başlangıç olan bu raporun ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.''

Vardan, ''Türkiye olarak hedeflerimizde kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolardan 25 bin dolara ulaşmak istiyorsak, 500 milyar dolarlık ihracat yaparken 'bize de bir şeyler kalsın' diyorsak araştırmalı, geliştirmeli, birbirinden farklı ürünler ortaya çıkarmalıyız ve farklılaşmazsak da başkalarının bizim pazarımızda mal satacağını ve zaman içinde tedavülden kalkacağımızı da bilmemiz lazım'' diye konuştu.

“Hedefler büyüdükçe ve yöntemler değiştikçe küresel bir aktör olarak daha zorlu rakiplerle mücadele etmek durumunda kalmaktayız. Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içinde yer almak isteyen Türkiye’nin bundan sonraki süreçte önündeki 6-7 ülkeyi geçebilmesi için daha çetin bir mücadelenin içinde olacağını hatırda tutmalıyız” diyen MÜSİAD Başkanı, ülkemizin genç bir nüfusa sahip olduğunu hatırlatarak “Doğru yönlendirmelerle genç nüfusumuz, yenilikçi anlayışımız için çok büyük bir avantaj sağlayacaktır. Gençlerimize yeni iş sahaları yaratarak ülkemizin geleceği için vizyonu geniş, yenilikçi bireyler kazandırarak Türkiye’nin gelişmesine çok büyük katkılar sağlayabiliriz. Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini uygun teknolojik altyapıya dönüştürerek, ticari anlamda ülke ekonomisini çok üst düzeylere çıkarabiliriz. Dolayısıyla yenilikçi bireyler yetiştirme zorunluluğumuz ve topyekûn bir zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var.” diyerek konuşmasını tamamladı.