İpragaz CEO’su Selim Şiper, İstanbul Boğazı’nda ilk LPG’li deniz taksinin hizmete girmesiyle deniz ve iç sularda en çevreci rasyonel enerji çözümü olan Marinegas ile ilgili bilgi verdi. İpragaz’ın deniz araçları için geliştirdiği Marinegas’ın, motor yakıtı olarak Marinegas Engine ve mutfak kullanımı için ise Marinegas Cuisine olmak üzere iki ayrı ürünü bulunuyor.
Marinegas Engine, benzine oranla %30’a varan tasarruf sağlıyor. Dönüştürülen motorlarda çift yakıt avantajı da sağlanan Marinegas’da, gaz fazında olmasından dolayı, diğer fosil türevlerinde yanmayarak egzozdan parteküller halinde dışarı atılan yaklaşık %15’lik yakıtın da önüne geçiliyor. Bunun yanı sıra Marinegas Engine, diğer fosil yakıtlara oranla egzoz gazı salınımlarında da çok daha düşük oranlara sahip. Yine diğer fosil yakıtlara oranla çok daha sessiz çalışarak, gürültü kirliliği yaratmayan Marinegas kullanımında, motor daha az vibrasyon-titreşim ile çalıştığı için, olası ekolojik riskleri de minimize ediyor.
İstanbul Boğazı’nda oteller, şirketler, restoranlar ve gece kulüplerine hizmet veren LPG’li deniz taksi ise 9,5 metre boyunda, 260 bg gücünde ve 5’i kapalı alanda olmak üzere toplam 10 yolcu kapasitesinde.
“Deniz ve iç sularda çevre kirliliği çok önemli”
“Deniz insanı olmak, kara insanı olmak gibi değil. Tabiata daha saygılı olmak zorundasın. Çünkü, karşında seni devamlı yenebilecek bir güçle muhatapsın. İstediğin kadar güzel bir teknen olsun, deniz patladı mı, geliverir insanın üstüne. Buna rağmen bu insanların geçimi denizden. Bu nedenle ‘deniz kirliliği’, onlar için çok önemli. Dalyan ve Haliç kirlerinse, ne Caretta Caretta kalır, ne bir şey” diyerek, çevre kirliliğinin önemine değinen İpragaz CEO’su Selim Şiper, Venedik lagününü kurtarmak için AB projesi kapsamında 1.500 deniz taksisinin LPG’ye dönüştürülmesine dikkat çekti.
“Marinegas aynı zamanda sosyal sorumluluk projemiz”
Marinegas’a aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak çaba harcadıklarını belirten Şiper, “Bu, aslında bir anlamda bizim sosyal sorumluluk projemiz. Çünkü üç senedir ticari bir beklenti içinde olmadan Marinegas satmışız. Ancak yüzbinlerce lira masraf ediyoruz” dedi. Türkiye’de LPG’ye dönüştürülmüş 36 tekne bulunduğunu belirten Şiper Marinegas’ın uzun vadede ticari bir anlam ifade edeceğini vurguladı. Şiper, “Koca Türkiye’de 36 tekne var, ancak biz inatla devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Çevre için finansal destek şart”
Oymapınar Barajı’nda kirliliğin, su yüzünde gökkuşağı etkisi yarattığını da hatırlatan Selim Şiper, bölgedeki 13 tekneyi de LPG’ye çevirerek, bu durumun önüne geçildiğini belirtti. Dalyan’ın da dünyaca ünlü doğal güzelliklerine ve hassas ekolojik yapısına dikkat çeken İpragaz CEO’su Selim Şiper, “Dalyan’da da 3 tekneyi LPG’ye dönüştürdük. Bir tanesi TÜMOSAN, iki tanesi de Japon motora sahip. Esas güzeli şimdi TÜMOSAN LPG’li motor yapıyor” şeklinde konuştu. Dalyan için finansal desteğin şart olduğunu belirten Şiper, “Tekne sahiplerinin her birini, tek tek ikna etmeye çalışıyoruz. Ancak tekne sahipleri finansal noktada olumsuz bakıyor. İlgili bakanlıkları, bankalar ve fonları, bölgeye ilgi göstermeye davet ediyoruz” dedi.
Dönüşüm, 1-1,5 yılda kendisini amorti ediyor
Deniz motorlarının LPG dönüşüm kitlerinin özel olduğunu, tuzlu suya dayanaklı, marinize bir sistem olduğunu belirten Şiper, “Benzinli deniz motorlarında dönüşüm, gücüne göre 3 ile 6 bin lira arasında değişiyor. Sistem, benzinliye oranla %30 mertebelerinde tasarruflu. Ayda ortalama 400–500 kilo LPG, TL olarak da 615 TL yakar. Bu hesaba göre dönüşüm, kendisini 1–1,5 yılda amorti ediyor” dedi.
Motorlu araçlarda LPG kullanımına ilişkin bilgilerde veren Şiper, “Otomobillerde normal araç dediğimiz bir birim var. Buna göre normal bir araç; 100 kilometrede; 7 litre dizel, 10 litre benzin veya 12 litre LPG yakar. 12–13 litre LPG’nin fiyatı, 7 litre dizel ile aynı. Benzinliyi LPG’ye dönüştürdüğünüzde tasarruf da buradan çıkıyor” açıklamasında bulundu.
Dizel yerine benzinli motor alıp dönüştürüyorlar
Özellikle mevcut dizel motorların ömrünü tamamlamasıyla, tekne sahiplerinin, iki misli fiyata dizel motor almak yerine, yarısı fiyatına benzinli alarak LPG’ye dönüştürdüğünü belirten Şiper, “Ortalama bir benzinli motorun dönüştürülmesiyle birlikte toplam maliyeti 12 bin lira civarında, dizel motor ise 20 binlerden başlıyor. Dolayısıyla başlangıçta yarım motor parası tasarruf yapmış oluyor. LPG ile motor işlettiği zaman da aynı dizel kadar ödüyor. Dolayısıyla ilk başta yaptığı tasarruf, cebine kar kalıyor” şeklinde konuştu.
Şiper, LPG’nin kalorifik değeri diğer yakıtlardan daha yüksek olduğu için, dönüşümlü teknelerin performans değerlerinin de aynı olduğunu belirtti.
“İnsanlara Marinegas’ı anlatmakta zorlanıyoruz” diyen Selim Şiper, “Çünkü ilk sordukları, ‘bunun ne kadar avantajı olacak?’. Bu, dizel ile aynı yakıt maliyetine sahip, ancak kokusuz, sessiz, çevreyi kirletmiyor, çok daha az titreşimle çalışıyor... Bunlar onu ilk etapta ilgilendirmiyor. Buna karşın arkadaşlarımız, her bölgeye giderek birebir bilgilendirmeler yapıyor” dedi. Şiper, bugüne kadar dönüştürülen tekneler arasında 1’i hariç diğer tüm teknelerin, İpragaz’ın ısrarlı çabalarıyla dönüştüğünü belirtti.
“Marinegas’ı her yerde ulaştırıyoruz”
Dönüştürülmüş teknelere, ‘Marinegas’a her yerde ulaşım’ taahhütleri bulunduğunu da belirten Şiper, “Bizim gerekli her yerde, servis noktalarımız var. İhtiyaç duyulan her noktadaki İpragaz bayi, aynı zamanda Marinegas da satıyor, teknik servis de sağlıyorlar. Bunlar pahalı hizmetler, ancak bu bir örneği yaratıyorsa, geri kalan zincir de düzgün olur” şeklinde konuştu.
Norveç ticari gemi filosunun yarısına yakınının LNG’li olduğuna da dikkat çeken Şiper, “Bunların birkaç tanesi de Türkiye’de yapıldı. Ancak bu büyüklüklerde dönüşümle değil, sıfırdan yapılırken oluyor” dedi.
“İpragaz’ın yeniliklerini ve başarılarını dünyaya taşıyoruz”
Aynı zamanda dünyanın en büyük LPG şirketi olan SHV Energy’de Yönetim Kurulu Üyeliği ve Asya ve Doğu Avrupa Bölge Başkanı görevlerini de yürüten Selim Şiper, Türkiye’de, İpragaz’da gerçekleştirdikleri yenilikleri ve başarıları dünyaya taşıdıklarını belirtti.
“Hindistan’da Marinegas uygulanacak”
Hindistan’a iki hafta önceki ziyaretinde Marinegas’ı anlattığını belirten Şiper, “Hindistan’da, özellikle doğu tarafta, balıkçı motorlarında kerosen, yani gaz yağı, yani uçak yakıtı kullanılıyor. Hem pahalı, hem de çevre kirliliğini en doruğa çıkartan yakıt. Şimdi onları değiştireceğiz” dedi.
“Avrupa’da kendi LNG modelimizi uyguluyoruz”
SHV şirketleri içinde ilk doğalgaz-LNG işine giren şirketin İpragaz olduğunu belirten Şiper, “Bu yıl, bir proje neticesinde Avrupa’da da bizim modelimizle, LNG işine giriyoruz. Bu nedenle iki Türk arkadaşımız, o şirketin kuruluşunda görev alıyorlar. Bütün teknik standartlar, Türkiye’ye uygun şekilde yapılıyor ve biz Avrupalıları Türkiye’de eğitiyoruz. Bütün Avrupa çapında tek tip bir sistem kurmaya çalışıyoruz. O sistem de bizim Türkiye’de uyguladığımız sistem. Modeli olduğu gibi biz ihraç ediyoruz” dedi.
“Forklift gazın dünya koordinasyonu bizde”
“Forklift gazı biz bulmadık, ama en başarılı biziz” diyen Şiper, “Şimdi SHV’de, bütün dünyada forkliftlerde LPG kullanımının başı da biziz. Tüm dünyanın koordinasyonu bizde” açıklamasında bulundu.
LPG Pro, Hindistan’a da taşınacak
İpragaz’ın geliştirdiği LPG Pro sistemine de değinen Selim Şiper, “Bunlar özel tüpler ve özel dolap gibi bir sistem. 10-15 tane büyük tüpün işini iki tüple yapıyor. LPG Pro, likit olan LPG’yi özel üniteyle gaza dönüştürüyor. Bu sistemi de sıfırdan biz yaptık. Tamamen Türk aklı ve iş gücü ile yaptık. Bunu Hindistan’a da taşıyoruz, orada da uygulanacak” dedi.
Dünyanın yarısı Selim Şiper’e bağlı
SHV yönetimindeki en şanslı üyenin kendisi olduğunu belirten Şiper, “Zira gelişmekte olan, güçlü, hareketli ülkeler. Hareket sırf bizde. Nisan ayında görevi aldım, geçtiğimiz ay Çin’de tarihi rekor elde edildi. Hindistan da çok iyi gidiyor. Avrupa’ya bakan arkadaşlar, krizden, küçülmeden bahsediyorlar. Biz ise ‘Çin sadece %6,5 büyüdü’ diyoruz” açıklamasında bulundu. SHV Energy’deki görevinin, nüfus açısından dünyanın yarısını kapsadığına da dikkat çeken Selim Şiper, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; dünyanın geleceği başta Hindistan olmak üzere bu ülkelere bağlı” dedi.
“Çin’de ‘orta sınıf’ krizi”
Çin’in şu anda, yükselen orta sınıfın daha fazla gelire sahip olmasının yol açtığı bir krize gittiğini belirten Şiper,”Dolayısıyla Çin, artık eskisi gibi çok ucuz bir üretim yeri olmaktan çıkıyor. Ayrıca Çin’deki iş yapış biçimleri, bizim alışık olduğumuz ya da bize sempatik gelebilecek iş yapış biçimleri de değil. Dolayısıyla Çin, önümüzdeki süreçte export ülkesi olmaktan ziyade, Türkiye gibi iç tüketimi ile ekonomisini yürütecek” dedi.
“Hindistan öne çıkıyor”
Buna karşın Hindistan’ın öne çıktığına dikkat çeken Şiper, “Hindistan’da insan kalitesi yüksek. Kültürel olarak öğrenmeyi şiar edinmişler. İngilizceye de hakimler. Dolayısıyla bilgi var, mütevazilik var, lisan var. Bu üçü bir araya getirildiğinde çok düzgün bir profil ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
“Akaryakıt ve elektrik dağıtımını düşünüyoruz”
“Akaryakıt dağıtım işine girme niyetimiz var, elektrik dağıtım işimiz olabilir. Bunlar için çok etüd ediyoruz, yoğun çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
SHV’nin yapısı gereği, her ülkenin bağımsız olduğunu belirten Selim Şiper, “Her ülke her şeyi düşünebilir, yapabilir. Ama prosedür gereği, merkeze götürüp onay alınıyor. Hem İpragaz’ın hem SHV’nin şöyle bir prensibi var; çekirdek iş odaklıyız. Yani; LPG ve gaz işinden edindiğimiz tecrübeyi, bilgiyi başka nerelerde değerlendirebilirsek o işe gireriz. Elektrik ve akaryakıt dağıtımı bize bir adım ötede, ama diyorsanız ‘otomobil üretimine girelim’ bu beş adım ötede. O’na girmeyiz. Yani iyi bildiğimizi zannettiğimiz iş için uğraşıyoruz” dedi.
Şiper, halen grup olarak 990 tane otogaz istasyonuna sahip olduklarını belirtti.
“52 yıllık tecrübemizle akaryakıt dağıtımına giriyoruz”
“Biz hak ettiğimizi düşündüğümüz kadar otogaz satabilseydik, akaryakıt işine girmezdik” diyen İpragaz CEO’su Selim Şiper, “Orada bizim açımızdan şöyle bir dengesizlik ortaya çıktı; bizim tüplü LPG’de % 25 pazar payımız var, oysa ki otogazda üç marka altında % 8 civarında bir pazar payı. Niye bu dengesizlik. Oysa ben akaryakıt istasyonlarında kendime yer bulabilsem ve hak ettiğimi düşündüğüm pazar payını alabilsem, akaryakıt işine girmezdim. Dikkat ederseniz zaten akaryakıt dağıtım şirketleri daha çok bu otogaz işine girdi. Eskiden oralarda ben satıyordum. Dolayısıyla şimdi de ben oralara geçeceğim. Üstelik 52 tecrübemizle” açıklamasında bulundu.
“Akaryakıt dağıtımında bayisiz bir yolculuk düşünmeyiz”
“Akaryakıt dağıtımına, sıfırdan, ortaksız, tabii ki İpragaz güvencesi ve desteğiyle, yeni bir marka ile gireceğiz” şeklinde konuşan Selim Şiper, “Bu sene her türlü ön hazırlığı bitirip, gelecek senenin başında da bu işe girmemiz lazım” dedi.
Şiper, “Akaryakıt dağıtım sektöründe iki tane sistem var; ilki bayi üzerinden, diğeri ise kendi işletmelerinizle. Biz tüm işlerimizde bayi ile çalıştığımız için, bayinin değerini biliriz. Bizim kültürümüzde bu var. Dolayısıyla, bayisiz bir yolculuk düşünmeyiz” dedi.
Akaryakıt dağıtım işinin büyük bir yatırım gerektirdiğine dikkat çeken Şiper, “Ancak, ‘bir anda bilmem kaç yüz taneyle ortaya çıkalım’ gibi bir kaygımız yok. Tamamen belirli kriterleri taşıyan istasyonlarla yola çıkacağız. Bu yolda adım adım gideceğiz” açıklamasında bulundu.
“CNG lisansımız duruyor”
CNG ile ilgili açıklamalarda da bulunan İpragaz CEO’su Selim Şiper, “CNG lisansımız var ve sürekli bu konuyu araştırıyoruz. CNG’de iki tip kullanım var; tüplü ve araçlarda kullanım. Tüplü CNG’de; çok yüksek bir basınç ve dolayısıyla çok yüksek bir sac kalınlığı sözkonusu. Üstelik tüketim süresi çok kısa. Bir günde tüketim sözkonusu. Çok yüksek basınç çok iyi değildir ve boş yere bir ekstra sac ağırlığı taşınması söz konusu. Araçlarda kullanımı ise bir depo ile maksimum 150-200 km yapılıyor. O araçlarda da depoların çok kalın saclardan yapılması lazım. LPG’li araçta depo basıncı en fazla 10 bar, ama CNG’li araçta depo basıncı 250 bar. Ayrıca yüksek basınç gereksiniminden dolayı, CNG’li araç deposu 30 ile 45 dakikada doluyor.” dedi.